24 Ekim 2013 Perşembe

Fas İlk İzlenimlerim- Mayıs 2012

09.05.2012

Eşim altı aydır Fas’ta. Bir Demir çelik fabrikasında danışman olarak çalışıyor. Bir yıllık bir proje. Daha önce muhtelif ülkelere gitti ve ben çok yoğun çalışmaktan fırsat bulup ta ziyaret edemedim, gezip göremedim gittiği yerleri….İran’da 4 ay kaldı ve o dönemde gidip göremediğim için halen üzgünüm. Kim şimdi durup dururken gidip bir İran ı göreyim der…
Mayıs başı (03. 05.2012).. THY ile uçtum. Casablanca dayım. Hava alanı umduğumdan küçük..
Eşim Casablanca ya 30 km uzaklıkta Mohammedia da kalıyor. Kuşadası gibi bir sahil kenti.. Kalabalık değil, genel olarak ortalık sakin…Atlas Okyanusu kıyıında. Hava alanından eve giderken  gözüme çarpan iki şey var. Yeşil, yeşilin tonları  ve muhtelif teneke mahalleler …. Duvarların arkasında yan yana  dizilmiş küçücük evler.. Biraz ötede deniz kenarında harika yazlıklar… Yani fakirlik ve zenginlik burada da yan yana..
Türkiye yaza hızlı girdi 2012 de.. Burası henüz bahar.. Sabah akşam serin, öğle saatlerinde sıcak.. İnsanlar yaz geldi diyor ama ben üşüyorum..
Herkes, bakkal, şoför, manav, satıcılar yani herkes Arapça nın yanında Fransızca biliyor. Resmi dil Fransızca ve ilk öğrenimde başlıyorlar Fransızca öğrenmeye..
Taksilerin rengi uçuk  fıstık yeşili .. Petit taksi denilen küçük taksiler var. En fazla 3 kişi alıyor.Siz iki kişi bindiniz, taksimetre başlıyor çalışmaya.. Ancak üçüncü bir kişiyi de alıyor şoför size sormadan. Onun için de ayrı bir taksimetre çalışıyor .. Hani, yol parası yolcular arasında paylaşılacak gibi bir şey yok..  Ayrıca hatlarda çalışan bizdeki dolmuşlar gibi taksiler ve otobüsler var.
Kentlere göre Taksi rengi değişiyor. Mohammedia taksi rengi uçuk fıstık yeşili, Casablanca kırmızı, Rabat gece mavisi.. Şimdilik gördüğüm yerler bunlar.
Ulaşım kolay görünüyor. Tren yolu çok kullanılıyor. Biz hem Casablanca ya hem de Rabat a giderken tren yolunu kullandık.
Herhangi bir şeyin fiyatını görünce otomatik olarak bizim paramıza göre ederini hesaplamak istiyor insan. 1 Türk Lirası  yaklaşık  4.80  Dirhem..
İnsanlar sıcak kalpli, ilk karşılaştığında ve ayrılır iken “Selaminaleyküm” kullanıyorlar. Yardım etmeyi seviyorlar. Sen İngilizce sor,onlar Fransızca anlatsın… Gençlerden İngilizce bilenler bulmak mümkün..
Satıcılarla pazarlık şart. Söyledikleri fiyatın yarısına o malı alman mümkün gibi görünüyor. Medine denilen çarşılar İzmir Kemer altını andırıyor.  Yerel giysi, halı,gümüş, kendilerine özgü çaydanlıklar ve deri…
Her yerde cafe, lokanta var.. Nescafe satılmıyor bu cafelerde. Türk kahvesine benzer kendi kahveleri var ve bizim fincanlar gibi fincanlarda sunuluyor. Bir fincan kahve 2 TL civarı…
Sokak satıcıları pişmiş “salyangoz” satıyor el arabalarında.. Bizdeki haşlanmış mısır yada kestane satıcıları gibi.. İnsanlar küçük kaplarda alıp sokakta bu salyangozları yiyorlar.
Balık ucuz ve lezzetli.. Bir kilo 10-15 cm lik Barbun balık   9 TL civarı.. Eğer deniz mahsulü tabağı lokantada yemek istersen -biz  biraz salaş bir lokantada yedik – ödenecek para  kişi başına 10 TL civarı. Tabakta birkaç kalamar, birkaç karides,bir ufak bir büyük balık var..
Ekmek çok lezzetli. Ufak yuvarlak ekmekler, hele mısır unu karışık olanlar..
Şeker kamışı suyu .. Rabat Medine çarşıda rastladık. Bir bardak şeker kamışı suyuna yarım limon sıkıyorlar. Lezzet 10 numara..
Erkekler genelde zayıf. Şişman erkek az gibi..  Ayrıca kel erkek de görmedim hiç..
Her yerde Argan yağı, bu yağdan yapılmış güneş kremleri, şampuanlar,sabunlar ve anti aging kremleri..
Bir de eşekler ufak.. Bizim eşeklerden daha kısalar. Nedenini öğrenebilirsem yazacağım..
İlk izlenimlerim bunlar.. Daha fazlası sırada…
Arkamda Atlas Okyonusu- Mohammedia da Kahve keyfi


Magrep Steel Ziyaret



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder